AİHM Demirtaş kararını kesinleştirdi “Kardeşlik hukuku her şeyden kıymetlidir

Kararın kesinleşmesi üzerine Demirtaş’ın avukatları, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’ne başvurarak tahliye taleplerini iletti.

Demirtaş “Kardeşlik hukuku her şeyden kıymetlidir”

Karar sonrası sosyal medya hesabından açıklama yapan Selahattin Demirtaş, hukukun önemini vurgularken, toplumsal birlik mesajı verdi.

“Merhabalar, AİHM kararı elbette önemlidir ve hukuken bağlayıcıdır. Ancak sadece bizim açımızdan değil, 86 milyon yurttaşımız açısından kendi aramızdaki ‘kardeşlik hukuku’ her şeyden kıymetlidir.

Kardeşlik hukuku da eşitçe, özgürce, adaletle ve barış içerisinde bir arada yaşamamızı perçinleyecek sosyal, ekonomik, hukuki çalışmaları yapıp adımlar atmamızla güçlenir.

Meseleleri yenmek, yenilmek, kin, intikam kavramları üzerinden değil; ortak gelecek ve ortak akıl kavramları üzerinden ele almak gerekir.

Atılacak her adımın barışa, huzura ve refaha hizmet etmesi dileğiyle, özgür günlerde görüşebilmek umuduyla selam ve sevgilerimi gönderiyorum.

Demirtaş’ın açıklaması, siyasetin ötesinde bir “toplumsal barış” çağrısı olarak değerlendirildi.

 “Milyonların talebi ve hukukun gereği yerine getirilsin”

AİHM kararının kesinleşmesinin ardından Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanları Tuncer Bakırhan ve Tülay Hatimoğulları da ayrı ayrı açıklamalarda bulundu.

Tuncer Bakırhan, sosyal medya paylaşımında şu ifadeleri kullandı.

“AİHM Büyük Dairesi, Selahattin Demirtaş hakkındaki 8 Temmuz tarihli ihlal kararına iktidarın yaptığı itirazı reddetti. Karar böylece kesinleşmiş oldu. Türkiye’nin normalleşmesi ve toplumsal barışın tesisi, hukuka uymaktan geçer.

Bu hukuksuzluğu sürdürmenin vicdani ve siyasi bir karşılığı kalmamıştır.

Tülay Hatimoğulları ise kararı şöyle değerlendirdi.

“AİHM bugün vermiş olduğu kararla, sevgili yol arkadaşımız Selahattin Demirtaş hakkındaki kararını kesinleştirdi. Milyonların talebi ve hukukun gereği yerine getirilsin.

Başta Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ olmak üzere bugüne kadar verilmiş olan AİHM kararları da dikkate alınarak bütün arkadaşlarımız serbest bırakılsın.”

“Toplumsal barışa giden kapıyı yeniden aralama zamanıdır”

Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) yaptığı yazılı açıklamada kararın “Türkiye’de hukuk ve demokrasi açısından önemli bir dönüm noktası” olduğuna dikkat çekti.

Açıklamada şu ifadelere yer verildi.

“AİHM’in kararına göre, Demirtaş’ın tutukluluğu hukuki değil, siyasi saiklerle sürdürülmektedir. Bu tespit yalnızca bir yargı hatasına değil, demokratik siyasetin alanının sistematik biçimde daraltılmasına işaret etmektedir.

Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ, Leyla Güven ve tüm siyasi tutsaklar derhal serbest bırakılmalıdır.

Artık siyasi rehine politikasına son verme ve toplumsal barışa giden kapıyı yeniden aralama zamanıdır.”

HDK “Kobane davasındaki arkadaşlarımız zaman geçirmeksizin serbest bırakılmalıdır”

Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eş Sözcüsü Meral Danış Beştaş da AİHM’in Adalet Bakanlığı’nın itirazını reddetmesini hatırlatarak, Kobane davasına dair kararı hatırlattı.

“AİHM, Adalet Bakanlığı’nın itirazını reddetti. Böylece AİHM’in Kobane davasına ilişkin üçüncü ihlal kararı da kesinleşti.

Dokuz yıldan bu yana tutuklu bulunan başta Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş olmak üzere Kobane dosyasındaki arkadaşlarımız zaman geçirmeksizin serbest bırakılmalıdır.

Aksi her tür tutum suç işlemekte ısrar olacaktır.

Hukuk çevreleri, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 46. maddesi gereği AİHM kararlarının bağlayıcı nitelikte olduğuna dikkat çekerek, Türkiye’nin uluslararası yükümlülüklerini yerine getirmesi gerektiğini vurguladı.

Bazı hukukçular, kararın uygulanmamasının “AİHM 46/4. yaptırım sürecini” gündeme getirebileceğini ve Türkiye açısından Avrupa Konseyi nezdinde yeni bir tartışma doğuracağını belirtti.

Demirtaş’ın avukatları, kararın kesinleşmesinin ardından Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’ne tahliye başvurusunda bulundu.

Mahkemenin önümüzdeki günlerde bu başvuruya ilişkin karar vermesi bekleniyor.

Hukukçular, AİHM kararının uygulanmasının yalnızca bir bireysel dosya değil, Türkiye’de hukuk devleti ilkesinin sınandığı bir adım olacağı görüşünde birleşiyor.