Toz İçinde Bir Hayat “Penceremizi Açmaya Hasretiz”
Kürecik’te hayat, kum ocağının toz bulutları arasında adeta durma noktasına gelmiş durumda. Evlerin içi bile tozla kaplanıyor, bahçeler, tarlalar gri bir örtünün altında kayboluyor.
Bir köylü öfkeyle anlatıyor:
“Artık penceremizi açamıyoruz. Çamaşır assak, daha kurumadan toz içinde kalıyor. Bahçeye çıkamıyoruz. Göz gözü görmüyor bazen. Burada yaşamak değil, hayatta kalmaya çalışıyoruz.”
Sağlık Felaketi Kapıda
Kum ocağının yol açtığı toz, en büyük zararı insan sağlığına veriyor. Son yıllarda astım, bronşit ve farklı solunum yolu hastalıkları hızla artmış durumda. Çocuklar nefes darlığıyla büyüyor, yaşlılar ömrünü öksürükle geçiriyor.
Bir anne gözyaşları içinde şöyle konuştu:
“Çocuğumun her gece öksürük krizine girdiğini izliyorum. Doktor, tozdan uzak tutun diyor ama nereye gideceğiz? Evimiz burası. Biz bu köyde ölüme mi terk edildik?”
Köylüler, acil önlem alınmazsa çok daha fazla insanın hasta olacağını, hatta kalıcı hastalıkların nesiller boyu süreceğini söylüyor.
Doğa Çöküyor Arılar Ölüyor, Tarım Bitiyor
Kürecik’in bereketli toprakları toz altında can çekişiyor. Arılar çiçeklere konamıyor, kovanlarda toplu ölümler yaşanıyor. Tarımsal ürünlerde verim ciddi oranda düşmüş durumda.
Bir arıcı çaresizlik içinde şunları söyledi:
“Kovanları açmaya korkar olduk. İçerisi ölü arılarla dolu. Çiçekler tozdan simsiyah olmuş, polen yok. Balımız yok, gelirimiz yok. Doğa yok oluyor.”
Çiftçiler ise artık tarladan ürün alamadıklarını, toprağın bereketini kaybettiğini ifade ediyor.
Su Kaynakları da Tehlikede
Köyün içme ve sulama suyu da tehdit altında. Kum ocağının faaliyetleri nedeniyle su kaynaklarının kirlenme riski büyüyor.
Bir köylü öfkeyle uyarıyor:
“Suyumuzu da kaybedersek bu köy tamamen biter. Ne içmeye su kalır, ne tarıma. İnsan nasıl yaşasın? Bu sadece bir çevre sorunu değil, bu bir yaşam savaşıdır.”
Yetkililere Çağrı
Kürecik halkı, yıllardır dile getirdikleri sorunların kulak ardı edilmesinden bıkmış durumda. Artık sabırları kalmamış.
“Yeter artık! İnsanlarımız hasta, doğamız katlediliyor. Eğer bu kum ocağı derhal kapatılmazsa Kürecik haritadan silinecek. Çocuklarımızın geleceğini çalmanıza izin vermeyeceğiz. Yetkilileri göreve, bu ihaneti durdurmaya çağırıyoruz!”
Uzmanların Görüşü “Geri Dönülmez Bir Tahribat”
Çevre mühendisleri, bu tip ocakların kontrolsüz işletilmesinin geri dönüşü olmayan sonuçlar doğurduğunu söylüyor. Toprak yapısı bozuluyor, su kaynakları kirleniyor, biyolojik çeşitlilik yok oluyor. En önemlisi ise, insanların sağlığı kalıcı şekilde zarar görüyor.
Sessiz Çığlık “Burada Yaşam İmkânsız Hale Geliyor”
Kürecik’te kum ocağı artık sadece taş çıkarmıyor; insanları hasta ediyor, doğayı öldürüyor, yaşamı yok ediyor.
Bölge halkı son bir kez sesleniyor:
“Biz bu köyde doğduk, burada büyüdük. Toprağımız, suyumuz, havamız elimizden alınırsa bize geriye ne kalır? Burada yaşam artık imkânsız hale geliyor. Eğer hemen müdahale edilmezse Kürecik yok olacak.”
Bu bir çevre haberi değil, bir hayatta kalma çığlığıdır. Kürecik’in feryadı duyulmazsa, çok yakında geç kalınmış olacak.