Cumartesi Anneleri 1076’ncı Haftada 30 Yıldır Kaybolan Köylüler İçin Gerçek Bir Yargılama Süreci Başlatın
Gözaltında kaybedilen yakınlarının akıbetini sormak ve faillerin yargılanması talebiyle 1995’ten bu yana süren adalet mücadelesini sürdüren Cumartesi Anneleri, 1076’ncı haftada da Galatasaray Meydanı’ndaydı. Kayıp yakınları ve insan hakları savunucuları, her hafta olduğu gibi bu hafta da kayıplarının fotoğraflarını ve karanfillerini ellerinde taşıyarak bir araya geldi. Basın açıklamasını Cumartesi İnsanlarından Setenay Yarıcı okudu.
Üç köylü gözaltına alındı, bir daha haber alınamadı
Yarıcı, 1076’ncı hafta buluşmasında, 30 yıl önce Hakkari’nin Yüksekova ilçesine bağlı Ağaçlı Köyü’nde gözaltına alınarak kaybedilen Abdülkerim Şemsettin Yurtseven (73), Mikdat Özeken (18) ve Münür Sarıtaş (13) için adalet istediklerini belirtti.
27 Ekim 1995’te Binbaşı Mehmet Emin Yurdakul komutasındaki Yüksekova Komando Taburu’na bağlı askerlerin köye baskın düzenlediğini anlatan Yarıcı, o gün yaşananları şöyle aktardı.
“Köylüler dipçiklenerek, yaşlılar yerlerde sürüklenerek köy meydanında toplandı. Ardından üç köylü gözaltına alınarak Yüksekova İlçe Jandarma Taburu’na götürüldü. Aileler, ertesi gün çocuklarını sormaya gittiklerinde ‘Kimseyi gözaltına almadık, bir daha buraya gelmeyin’ yanıtını aldı. O günden sonra üç köylüden bir daha haber alınamadı.”
Yarıcı, olayın Hakkari Ağır Ceza Mahkemesi kayıtlarına da geçtiğini hatırlatarak, mahkeme tutanaklarında Binbaşı Yurdakul’un komutasındaki askerlerin köylüleri darp ettiğinin, Abdülkerim Şemsettin Yurtseven’in bu işkence sırasında yaşamını yitirdiğinin belirtildiğini söyledi.
“Bu duruma tanık olan iki köylünün konuşmasından çekinen Yurdakul, onların da öldürülmesi talimatını verdi. Mikdat Özeken ve Münür Sarıtaş, tabura ait eğitim sahasında işkenceyle katledildi.”
Yarıcı, tanık ifadeleri ve itiraflara rağmen açılan davanın “delil yetersizliği” gerekçesiyle beraatla sonuçlandığını, Yargıtay’ın da 2001 yılında kararı onadığını hatırlattı.
İç hukuk yollarının tükenmesi üzerine ailelerin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) başvurduğunu belirten Yarıcı, Türkiye hükümetinin AİHM’e gönderdiği savunmada ihlali kabul ederek üç kişinin kaybolması nedeniyle “üzüntüsünü” bildirdiğini ve etkin bir soruşturma sözü verdiğini söyledi.
30 yıldır adalet yok
Ancak aradan geçen 30 yıla rağmen ne kayıpların akıbetine dair bir gelişme yaşandığını ne de faillerin yargı önüne çıkarıldığını vurgulayan Yarıcı, şöyle konuştu.
“Kayıplarımızın bulunması ve faillerin cezalandırılması için hiçbir somut adım atılmadı. Üç köylünün gözaltında işkenceyle öldürülmesi ve bedenlerinin kaybedilmesiyle ilgili gerçek bir yargılama süreci başlatılmasını istiyoruz.”
Cumartesi Anneleri, açıklamanın ardından her hafta olduğu gibi Galatasaray Meydanı’na karanfiller bırakarak eylemi sonlandırdı.
1076’ncı haftada da kayıplarının fotoğraflarını yere bırakan aileler, “Adalet istiyoruz, vazgeçmiyoruz” sloganlarıyla meydandan ayrıldı.
Cumartesi Anneleri’nin 30 yıldır sürdürdükleri bu sessiz ama kararlı direniş, Türkiye’de gözaltında kayıplar dosyalarının kapanmadığını bir kez daha hatırlattı.

