Cumartesi Anneleri 1070. Haftasında Abdülmecit Baskın İçin Adalet İstedi

Cumartesi Anneleri, 1070. hafta buluşmalarında, 1993 yılında gözaltına alındıktan sonra öldürülen Ankara Altındağ Nüfus Müdürü Abdülmecit Baskın için adalet talebini yineledi. Galatasaray Meydanı’na çıkan yolların polis bariyerleriyle kapatılması nedeniyle eylemciler, bir kez daha meydanın dışında kamuoyuna seslendi.

Cumartesi Anneleri 1070. Haftasında Abdülmecit Baskın İçin Adalet İstedi

Zamanaşımı adaletin önünde engel

Açıklamada, gözaltında kaybedilme vakalarında zamanaşımı uygulamasının adaletin önünü tıkadığına dikkat çekildi. Özellikle devlet görevlilerinin karıştığı ağır insan hakları ihlallerinde verilen zamanaşımı kararlarının, “cezasızlık kültürünü” beslediği vurgulandı.

Cumartesi Anneleri, “Adaletin sağlanması yalnızca bugünün değil, geçmişte işlenen suçların da doğru biçimde yargılanmasına bağlıdır. Gözaltında kaybedilmelerde zamanaşımı uygulaması kaldırılmalıdır” ifadelerini kullandı.

32 yıllık cezasızlık

Üç çocuk babası olan 41 yaşındaki Abdülmecit Baskın, 30 Eylül 1993’te özel harekât polisleri tarafından alıkonuldu. Ellerinden arkadan bağlanmış halde Gölbaşı mevkiinde ölü bulunan Baskın’ın gözaltına alındığı ise yıllarca inkâr edildi.

2011’de dönemin özel harekât polisi Ayhan Çarkın, Baskın’ın dönemin Özel Harekât Daire Başkanı İbrahim Şahin’in emriyle alındığını ve polisler Ziya Bandırmalıoğlu ile Ayhan Akça tarafından öldürüldüğünü itiraf etti. Bu ifadeler sonrası açılan ve “Ankara JİTEM Davası” olarak bilinen davada; Mehmet Ağar, İbrahim Şahin ve Korkut Eken’in de aralarında bulunduğu 19 kişi yargılandı.

Ancak tüm sanıklar, 13 Aralık 2019’da beraat etti. Baskın ailesinin başvurusu üzerine istinaf mahkemesi 2021’de kararı bozdu. Yeniden görülen davada ise 26 Mayıs 2023’te sanıklar bir kez daha beraat etti. Dava süresince 41 hâkim ve 8 savcı değişmesine rağmen adalet sağlanamadı.

Adalet istemekten vazgeçmeyeceğiz

Cumartesi Anneleri açıklamalarını şu sözlerle tamamladı

“Kaç yıl geçerse geçsin; Abdülmecit Baskın için, tüm kayıplarımız için adalet istemekten ve devletin hukuk normları içinde hareket etmek zorunda olduğunu hatırlatmaktan vazgeçmeyeceğiz.”