"KÜRECİK'TE YAŞAM."

"KÜRECİK'TE YAŞAM."

Kürecik bölge köyleri, asırlar önce  siyasi ve ekonomik zorluklardan dolayı, dağlık bölgeleri kendilerine yurt edinmişlerdir. Asırlar önce  belirli veya belirsiz saldırılarından olsa gerek ormanların içlerine saklanarak hayatlarını kurtarmak istemişler. Korunmak ve yaşamak için ormanları yakıp tarla oluşturarak, buğday arpa mısır gibi bitkiler yetiştirerek yaşamlarını günümüze kadar sürdürmüşlerdir.. Nüfus artışıyla  birlikte, doğdukları yurtlar kendilerini doyurmayarak yıllar sonra da büyük şehirlere ve ülkelere hızla göç vermiştir. 
Köyümüzün en yaşlı insanlarından  Hasan Polat amcamız,  ile kısaca köyümüzü ve kendisini anlatmasını istedik.  "1937 kahyalı köyü doğumluyum.4 kız 4 erkek çocuk babası olan hasan amca . Tarım ve hayvancılık ile geçimimizi sağlıyorduk. Çocuklar büyüyünce 1975 yılında Adana'ya gittim. Orda 40 yıldan fazla esnaflık yaptım. Burda ve adana'da evim var. Kahyalı köyü, bingöl kığı bölgesinde dört çocuklu bir babanın buraya geldiğini, dört çocukların isimleri pasu, xallo, hamo ve kodalak olduğunu, köyümüz aşağı ve yukarı mahalle diye ikiye ayrılır. Paso ve xallo, yukarı mahalleye Ortaköy'e yerleşmiş, diğer kardeşler kahyalı köyde  yaşamışlar. Kahyalı köyünde de paso ve hallolar kodalaklar var. Arazilerini birlikte karışık bir şekilde ekip biçiyorlarmış. Buranın gelir kaynağı, hayvancılık ve kayısıcılık, genellikle burda yazları emekliler bulunmaktadır. Kayısı ağacını ise, köyümüze ileri görüşlü abisi de öğretmen olan, Ahmet Mordeniz'in kardeşi eski muhtarımız, Mustafa Mordeniz tarafından köyümüze getirildi. Her evin birkaç kayısı ağacı vardı, fakat bahçe olarak yoktu. 
Kürecik diyince, 24 köyden oluşmaktadır. Eskiden, nahiye müdürü nüfus müdürü ve karakol vardı. Daha sonra nüfus ve nahiye müdürlüğü kalktı. Şimdi sadece kepez köyünde karakol vardı. Bütün bu çevre köyler karakola bağlı." Neden göç verdiğinde sorduğumuzda ise yine bilindik bir cevap aldık. "Geçim alanı daraldığında insanlar göç etmek zorunda kaldığını, yıllar sonrada emekli olanlar geri döndüklerini, yeni evler yapıp yaz aylarında 3-5 ay yaşadıklarını" belirtti. 
Yine aynı köyümüzün sakinlerinden, Mehmetali Bulut, "1951 ortaköy doğumluyum. Çocukluğum burda geçti. Okulu kahyalı köyde okudum. Yazları ailemize  yardımcı olurdum. 1966 yılında Adana'ya gittim.50 yıl birlikte yaşadığım eşimi kaybettikten sonra köye yerleştim." Neden dağlık bölgelerde kürecik köyleri? diye sorduk "Yaşlı insanlardan edindiğim bilgiler, genellikle hayvancılığa daha elverişli olduğu için, dağlık bölgeyi askerlikten kaçmak için, tercih edende oluyormuş. Dedemin dedesi , beksemer köyünden buraya  yerleşmiş. Bir aileden 40-50 hane olmuştur. Yaz aylarında şehirdışında ve yurtdışında gelen emekliler ile köy nüfusu artıyor. Kışın işe 10-15 hane kalıyor."diye ekledi. 
Köyümüzün Mehmetliuşağı mezrasında, Haydar İnan amcamızı  tanıyalım." Şeğho oğlu 1941mehmetli uşağı mezrası doğumluyum. Kadiruşağı mezrasında buraya göç etmişiz. Dedem yusuf İnan, dedemin annesi kıstıklı köyünde gelme annesinin ismi de haney bizlere silo hamze derler.. Çocukluğumu köylerde  çabancılık yaparak geçirdim. Geçim sıkıntıları başlayınca 1969 yılında yanlız Adana'ya gittim. 15 yıl orda seyyar satıcılık yaptım.  Daha sonra 5 yıl kürecik radar da bekçilik yaptım.Ören de, DSi emekli oldum.Şimdi yazları köyde, kışında şehirde çocuklarımın yanındayım."
Haydar İnan'ın eşi, Zeynep yenge yi tanıyalım dedik, "annem ben 3-4 yaşındayken vefât etmiş, ninem beni büyüttü . Amcamın oğlu ile evlendirildim. Eşim gurbette çalışırdı, ben de çocuklar ile köyde kalırdım. Bütün ev işlerini ben yapardım. Sırtım ile şelek ve odun taşırdım.Çok zorluk çektik. 60 yıldan fazla oluyor evliliği  miz.Her zorluğa katlanıyorduk.
Şimdiki evlilikler ise zorluklara katlanmıyorlar. Bundan dolayı hemen ayrılıyorlar."
Haydar amca, bir anı ile bitiriyor. "Hayvanlarına iki torba saman almak için, yaklaşık 30 km uzaklıkta olan akçadağ ilçesine gittik, sırtla saman getiriyoruz. Dönüşte keller köyüne bizleri tanıyan bir eve misafir  olduk. Ev sahibi bize "Bu iki torba saman bugünlük yarı ne yapacaksınız." dedi. "Ogün kan ter içinde ne zorluklarla eve akşam gelmiştik. Sabah kalktığımızda yağmur yağmış karlar erimiş gitmişti. Daha sonraki günler ise, keven toplayarak hayvanlara verdik." 
Doğduğumuz yerlerde doymadık. Olsa gerek. 
Tarihe not düşecek bilgilerinden dolayı, kendilerine ayrı ayrı teşekkür ederiz.