İngiltere’de Aşırı Sağ Yükselişi: Avrupa İçin Zincirleme Tehdit, Kürt Toplumu İçin Çifte Risk
İngiltere son aylarda alışılmadık bir siyasi iklimden geçiyor. “Operation Raise the Colours” adıyla başlayan bayrak kampanyası, kısa sürede sokaklardan siyasete yayıldı. Bir yanda iktidar bayrağı “ulusal birlik sembolü” olarak savunuyor, diğer yanda uzmanlar bunun aşırı sağın yükselişine zemin hazırladığını söylüyor. Bu yükseliş, yalnızca İngiltere içinde değil, Avrupa ve dünya genelinde de yeni bir tehlike dalgasının habercisi olabilir.

Bayraklardan Gelen Sinyal
- Siyasetin Merkezinde Bayrak: Başbakan Keir Starmer bayrakların kamusal alanda görünürlüğünü desteklerken, İçişleri Bakanı Yvette Cooper da “evimde de bayrak asılı” açıklamasıyla tartışmayı alevlendirdi.
- Göçle Bağlantılı: Protestoların çoğu, mülteci kabul merkezlerinin yakınında gerçekleşiyor. Bu da bayrağın sadece ulusal gurur değil, aynı zamanda göç karşıtı bir işaret olarak algılanmasına neden oluyor.
- Tartışma: Eleştirmenler, bu atmosferin “normalleşen aşırı sağ” tablosu yarattığını ve tehlikenin büyüdüğünü savunuyor.
Avrupa İçin Zincirleme Tehlike
İngiltere’deki milliyetçi dalga, Avrupa’daki siyasi dengeleri de doğrudan etkileyebilir.
- Moral Kaynağı: Fransa’da Marine Le Pen, Almanya’da AfD ve İtalya’da Giorgia Meloni gibi liderler için Londra’daki atmosfer güçlendirici bir örnek olabilir.
- Göç Politikaları: İngiltere’nin sertleşmesi, diğer ülkelerde benzer politikaları tetikleyebilir. Bu da kıta genelinde milliyetçi bloklaşma yaratır.
- AB ve NATO İçin Risk: Brexit sonrası kırılgan ilişkiler daha da gerilebilir; NATO içinde göç ve güvenlik politikalarında çatlaklar büyüyebilir.
Diplomasi ve Ekonomi
- Diplomasi: Göçmenlere yönelik baskılar, Türkiye, Hindistan, Polonya gibi ülkelerle ikili krizler doğurabilir.
- Ekonomi: Yabancı yatırımcılar milliyetçi atmosferi risk olarak görüyor. Londra’nın “dünya finans merkezi” imajı sarsılabilir.
- Turizm ve Eğitim: Yabancı öğrenciler ve turistler için İngiltere cazibesini kaybetme riski taşıyor.
Kürt Toplumu İçin Çifte Tehdit
İngiltere’de yaşayan Kürt toplumu, aşırı sağın yükselişiyle iki ayrı riskle karşı karşıya
- Göçmen Kimliği Nedeniyle: Kürtler, Pakistanlılar veya Polonyalılar gibi göçmen topluluklarla birlikte ayrımcılık ve nefret suçlarına hedef olabilir.
- Siyasi Faaliyetleri Nedeniyle: Kürtler, Rojava’ya destek eylemleri veya Türkiye karşıtı protestolarıyla biliniyor. Aşırı sağın yükselişi, bu etkinlikleri “ulusal kimliğe aykırılık” olarak damgalayabilir.
Uzmanlara göre Kürt toplumu bu süreçte hem etnik kimliği hem de politik faaliyetleri nedeniyle daha kırılgan hale geliyor.
“Normalleşen Aşırı Sağ” Uyarısı
Siyaset bilimciler, İngiltere’de yaşananların “tek ülkelik” bir mesele olmadığını, Avrupa’da yayılan aşırı sağ zincirinin yeni halkası olduğunu vurguluyor. Eğer bu süreç engellenmezse
- Göçmen karşıtı politikalar daha da keskinleşecek,
- Avrupa’daki azınlık topluluklar daha fazla baskı görecek,
- Ortak Avrupa değerleri (çoğulculuk, eşitlik, özgürlük) yara alacak.
Sembolün Gölgesinde Bir Kriz
İngiltere’de dalgalanan bayraklar, bir kesim için ulusal gurur, bir kesim içinse tehlikenin habercisi. Bu yükseliş, yalnızca Londra’nın sokaklarını değil, Avrupa’nın geleceğini ve göçmen toplulukların güvenliğini doğrudan etkiliyor.