MERAL AKŞENER'DEN ÖZLEM ZENGİN'E DESTEK: 'OMUZ OMUZA DURACAĞIZ'

İYİP Grup toplantısında konuşan Meral Akşener AKP Grup Başkan Vekili Özlem Zengin’e destek verdi, 'Özlem Hanım’la da amasız, fakatsız omuz omuza duracağız' dedi.

MERAL AKŞENER'DEN ÖZLEM ZENGİN'E DESTEK: 'OMUZ OMUZA DURACAĞIZ'

İYİP Genel Başkanı Meral Akşener bugün partisinin Meclis Grup toplantısında yaptığı konuşmada 6284 sayılı ‘Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’ için "Kırmızı çizgimizdir" diyen AKP Grup Başkan Vekili Özlem Zengin'e destek verdi.

Akşener "Görüşlerimiz, düşüncelerimiz, ne kadar farklı olursa olsun, mesele kadınların davası olduğunda, Özlem Hanım’la da, elbette, amasız, fakatsız, omuz omuza duracağız. Emin olun ki 14 Mayıs’tan sonra da İstanbul Sözleşmesi’ni imzalayacak ve uygulatacağız" dedi.

Akşener, konuşmasına başlamadan önce İYİP'ten milletvekili aday adayı olan eski milli futbolcu ve teknik direktör Ünal Karaman ile deprem bölgesindeki yardım çağrıları ile gündemde olan eski futbolcu Gökhan Zan'a rozet taktı.

Akşener'in konuşmasından satır başları şöyle:

"- Yangın söndürmenin değil; yangını büyütüp, o nefret yangınından, beslenmenin peşinde olanları, elbette biliyoruz…

- Baharı kışa çevirmek isteyenler olacak. Vazgeçmeyeceğiz. Nevruzlarda, yeniden doğuşu değil, meydanlarda ölümü kutsayanlar olacak. Vazgeçmeyeceğiz.

- Bizim için Nevruz, birliğin günüdür terörün, günü değildir!

- İYİ Parti iktidarında bahar bayramımız Nevruz’umuzu resmi tatil olarak hep birlikte kutlayacağız. O ateşin üstünden, bir büyük medeniyet olarak hep beraber atlayacağız. Emin olun çok az kaldı.

- 'Ak Parti’de adamın yoksa, kadroya giremezsin' diyorlar. 'Ak Parti’de adamın yoksa, yardım bekleyemezsin' diyorlar.  'Ak Parti’de adamın yoksa, çadır bile bulamazsın' diyorlar. Öyle mi? Hadi oradan be! Hadi oradan! Ülkemizde hiç ama hiç kimse bu çarpık düzene alışmak zorunda değil! 

- Bugün geldiğimiz noktada görüyoruz ki iktidarın İstanbul Sözleşmesi’nden çıkarak açtığı yolun sonu artık kadınların hayatını etkileyecek, yeni tartışmalara çıkıyor. 6284 sayılı, Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun, bugün, 'birileri' tarafından, tartışmaya açılıyor.  Ancak, artık bu durumdan rahatsız olan sadece biz değiliz. Bizzat Ak Parti’de siyaset yapan kadınlar da rahatsız…

- Ak Parti’nin Aile Bakanı bile, o koltukta otururken böylesine ucube bir tartışmayı millete açıklayamayacaklarını biliyor. Ak Parti’nin grup başkanvekili bile bu tartışmadan duyduğu rahatsızlığı, dile getiriyor. Hatta, '6284 kırmızı çizgimiz' dediği için hedef hâline getirildiğini bunun esas sebebinin de, kadın olmasından kaynaklandığını eğer konuşan bir erkek olsaydı, sorun olmayacağını söylüyor. Evet, doğrudur.

- Tıpkı bu ülkede doğruları savunan, her kadın gibi Sayın Özlem Zengin de yaşadığı çirkinlikleri kadın olduğu için yaşıyor.

- İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılmasını kabul etmediğimiz gibi 6284’ün tartışılmasına da izin vermeyeceğiz!

- Görüşlerimiz, düşüncelerimiz, ne kadar farklı olursa olsun, mesele kadınların davası olduğunda, Özlem Hanım’la da, elbette,  amasız, fakatsız, omuz omuza duracağız. Emin olun ki 14 Mayıs’tan sonra da İstanbul Sözleşmesi’ni imzalayacak ve uygulatacağız!

- (Erdoğan'ın 'çadırda kalite' açıklaması) Hiç utanmadan, zerre sıkılmadan, dedi ki; ‘Geçmişten bugüne, bu işi masaya yatırdığımızda, çadırda bile kalite neydi? Bugün çadırda geldiğimiz kalite ne? Bunu bile yeterli görmüyoruz. İnşallah çadırlarda, bundan sonra, çok daha farklı adımlar atacağız!' Üstelik bunu depremin, 7’nci gününde bile, hâlâ çadır bekleyen aileler varken, bugün bile çadır isteyen insanlarımız varken dedi.

- Belli ki kalite o kadar artmış ki vatandaş çadır bulamıyor, millet inim inim inlerken kendileri Kızılay üzerinden çadır satıyor.  Ama buna da şükür. Çünkü artık iyice, kurgusal bir karakter halini alan Bay Kriz, elbette çıkıp,  ‘Çadırı biz bulduk. Bizden önce çadır mı vardı?’ da diyebilirdi… Ne diyelim? Allah akıl, fikir, izan versin.

- Bak Sayın Erdoğan artık yeter! Daha önce söyledim, bir kez daha söylüyorum. Sirk yönetmiyorsunuz, devlet yönetiyorsunuz, devlet! Bu millet artık bıktı, usandı! Zaten şunun şurasında da sadece 53 gününüz kaldı.

- Bari şu son günlerinizde milletimizin acısına biraz saygınız olsun. Yaralarımızı kapatamıyorsanız bari deşmemek için, biraz gayretiniz olsun. Çok da ümitli değilim ama bari giderayak, hoş bir sedanız kalsın. Bu kadar kendinizi zorlamayın. Zorladıkça batırıyorsunuz. Şunun şurasında 53 gününüz var. Sakin olun. Zaten, 54’üncü gün gelince,  yani 15 Mayıs sabahında, sizin bıraktığınız bu enkazı, biz toparlayacağız.

- Sinan Ateş'in katillerini biz bulacağız. Emir verenleri de, o işi planlayanları da, bu dümeni yapanları da biz bulacağız ve cezalandıracağız.

- Milletimizle birlikte kazanacağız, milletimizle birlikte tarih yazacağız."