Tüm Kamera ve Kayıtlar Masada
Başsavcının yönlendirmesiyle yeniden açılan dosyada, Gülistan’ın kaybolmadan önceki gün ve kaybolduğu 5 Ocak günü kentteki tüm kamera kayıtları tek tek inceleniyor. Özel ekip, Doku’nun bindiği minibüsün görüntülerine ulaştı ancak nerede indiği hâlâ netleştirilebilmiş değil.
Tunceli’de adli tatil dönemi olmasına rağmen çalışmaların durmadığı, görüntülerin çözümlemesinin titizlikle sürdürüldüğü öğrenildi.
Ailenin Feryadı: “Bir Mezarı Olsun”
Gülistan’ın annesi Bedriye Doku, kızının odasında hâlâ elbiseleri, defterleri ve kitaplarıyla bekleyişini sürdürüyor. Gözyaşları içinde, “Ben artık kızımın kemiklerini istiyorum. Bir mezarı olsun ki o mezara sarılıp ağlayabileyim. Yeter ki bana gerçeği göstersinler” diyerek çağrısını yineledi.
Şüpheler, Sorular ve Beş Yıllık Belirsizlik
Kaybolduğu günden bu yana çeşitli iddialar gündeme gelse de, Doku’nun akıbetine dair kesin bir sonuca ulaşılamadı. Soruşturmanın genişletilmesi, hem aileyi hem de kamuoyunu yeniden umutlandırdı. Özel ekibin inceleyeceği KGYS ve PTS kayıtlarının, kayıp dosyasına yeni bir yön verebileceği belirtiliyor.
Toplumun Vicdanında Derin İz
Türkiye’nin en çok konuşulan kayıp dosyalarından biri haline gelen Gülistan Doku vakası, hâlâ geniş bir kesimin vicdanında derin bir yara olarak duruyor. Öğrenci arkadaşları, kadın örgütleri ve sivil toplum temsilcileri yıllardır “Gülistan Doku nerede?” sorusunu meydanlarda, sosyal medyada ve mahkeme salonlarında haykırıyor.
Sonuç Beklentisi
Dosyanın yeniden açılması ve özel bir ekibin atanması, davanın seyrinde önemli bir dönüm noktası olarak görülüyor. Kamuoyu, yıllardır cevapsız kalan sorulara nihayet yanıt bulunmasını bekliyor:
• Gülistan Doku’ya ne oldu?
• Kayboluşunda kimlerin sorumluluğu var?
• Beş yıldır bulunamayan iz, yeni incelemelerle ortaya çıkacak mı?
Adalet arayışı sürerken, Gülistan Doku’nun hikâyesi bir genç kızın kayboluşunun ötesinde, Türkiye’de kadınların adalet ve yaşam mücadelesinin sembolü haline gelmiş durumda.