BAŞKAN YARDIMCISININ SAVUNMASI 

BAŞKAN YARDIMCISININ SAVUNMASI 

Dün Çiğli'de yaşanan darp olayını üzüntüyle karşıladığımı belirtmek isterim. Sabah haberi duyunca, darp edenin ismini vermeden sosyal medya hesabımdan bu saldırıyı kınama yazısı yazdım.
Çok zaman geçmeden belediye başkan yardımcısı Ali Rıza Koçer beni aradı, cevap veremedim. Olay yerine gittim ve oradaki tanıkları dinledikten sonra yaşanan olayı haber yaptık. Yine akşam üstü, sivil toplum kuruluşları ve muhtar ile birlikte basın açıklaması yapılacağını söylendi. Ben de muhtarlığa doğru giderken yolda sosyal medya hesabımdan bir paylaşım daha yaptım. "Klavye devrimcileri, neden muhtara yapılan saldırıyı kınamıyorsunuz?" dedim.
Aradan 10 dakika geçtiğinde başka bir görüşme yaparken başkan yardımcısı yine aradı. Konuşma bitince arama devam edince telefonu açtım. "Efendim," dedim, "merhaba Hüseyin bey, neden olayı tek taraflı dinleyip yargısız infaz yapıyorsunuz?" dedi. Ben de kimseyi infaz etmediğimizi, görgü tanıklarının bize verdiği röportaj üzerine bunu haber yaptığımızı belirttim. "İstersen ben size olayı anlatayım, siz yine yorumunuzu yapın," dedi. Ben de "peki" dedim.
Bir kamu görevlisi olarak o mahalleye hizmet veriyorum, hizmetime engel koyuyorlar dedi. Bana onların saldırdığını, küfür ettiğini ve korumaların kendini koruduğunu belirtti. "Peki, muhtarın burnunu kim kırdı?" dedim. "Yıllardır ikinizi de tanıyorum, vurmadığınıza dair şahidiniz var mı?" dedim. Mahalleli şahit dedi. Şu an buradayım, mahalleli Hıdır Işık haklıdır diyor dedim. "Sen orda bir iki kişinin dediği yalana niye inanıyorsun ben sana doğruyu anlatıyorum yine taraflı davranıyorsun," diye. Başkan yardımcısı Ben buraya 4 milyonluk yatırım yapıyorum,  bak! Sana şimdi  muhtarın mahallelileri kışkırtıcı mesajını ve ifademi atıyorum. Dedi şu mesajı attı   

Değerli mahalle sakinleri Çiğli belediyemiz, mahallemizdeki tek nefes alacağımız ve gölgesinde oturacağımız, uğur mumcu parkını yenilemek istiyor. Bu nedenle parktakı çam ağaçlarının tamamını kesip yerine başka ağaç dikecekmiş. Bende mahalle halkına duyurmak istedim. Kaldıki mahalle de park yapılacak başka alan olmasına rağmen. Bilginiz olsun. Selamlar
 Diye yazmış muhtar bu mesajda bir kışkırtma varmı halk karar versin biz yazdık

Bu park yeni, bu ağaçlar 25 yılda zor yetişiyor. Neden 4 milyonu buraya yatırıyorsun? dedim. Mahallede başka yerde var diyor mahalleliler. Oraya yapsın dedim. "Olmaz, ben orası için proje yaptım”.O ağaçları sökeceğim, oraya bir de kafeterya yapacağım. Peki, ağaçları sökmeden kadınlar için koyduğumuz konteyneri kaldırıp etrafı genişlet, 100 metre yap dedim. "Hayır, 250 metre yapacağım," dedi. Millet parkından memnun, iki aydınlatma yeter diyor dedim. Beni taraf tutmakla suçladı. Kendisine, "Madem sizde bu hizmet aşkı var, yıllardır Güzeltepe'de hizmet yok, çocuk oyun alanı yok. Neden Evka 2 cemevinin arkasındaki yeri mütahhite verdirdiniz? Orayı park, kafe ve sosyal tesis yapsaydınız," dedim. "Ora bizim değil, büyükşehir ihale ile aldı," dedi. Peki, buraya vereceğiniz milyonları arsayı millet yararına alsaydınız dedim. "Bu iş ile orayı niye karıştırıyorsun?" dedi. "Bunlar başka şeyler."

20 dakikalık konuşmanın ardından, hepiniz taraflı söylemde bulundunuz diyince haberin bütün İzmir basınında olduğunu belirttim. Herkesi mahkemeye vereceğini belirtti. Ben de, "Doğal hakkınız. Nasıl ki muhtar sizi dava edecekse, siz de istediğinizi dava edersiniz," diyerek ifadeleri atacağını belirttiğimde konuşma sonlandı. Üzüntüm şu: Bu saldırıyı AKP veya başka bir partili yapsaydı, Çiğli kınama sırasına girerdi. Burada menfaat duygusu, insanlık duygusunun önüne geçmesi büyük sıkıntı. O yüzden klavye devrimcileri neredesiniz diye yazdım. Bazen vicdan ile cüzdanı birbirinden ayırmak gerekir. Kime yapılırsa yapılsın, kim yaparsa yapsın şiddetin her türlüsüne lanet olsun.