Maraş’ta “Yaşamı Yerinde ve Yeniden İnşa Hareketi”

“Kendi köklerimiz üzerinde yeniden yeşereceğiz” Depremin yarattığı büyük yıkımın ardından, Maraş’ta umutları yeşerten yeni bir süreç başladı. “Yaşamı Yerinde ve Yeniden İnşa Hareketi”, sadece evlerin ve köylerin yeniden yapılması değil; aynı zamanda insanların köklerine, kimliklerine ve hafızalarına yeniden sahip çıkmalarını amaçlıyor.

Küllerinden yeniden doğan topraklar

 
Hareketin öncülerine göre geri dönüş, kolay olmayan ve sabır isteyen uzun bir süreç. Ancak Maraş, adeta kendi küllerinden yeniden doğuyor. Boşalan köylerde yeniden hayatın başlaması, tarım arazilerinin işlenmeye açılması ve toplumsal hafızanın güçlenmesi, bu sürecin en önemli işaretleri.
 
Körücek Köyü’nden ilham veren dönüş
 
Bu yeniden inşanın somut örneklerinden biri, Elbistan’a bağlı Körücek Köyü’nden yıllar önce göç etmek zorunda kalan Hüseyin Kartal’ın dönüş hikâyesi. Kartal, uzun bir aradan sonra doğduğu topraklara geri dönerek yeniden arazi satın aldı. Bu adım, yalnızca bireysel bir tercih değil; aynı zamanda “yerleşik yaşama yeniden dönüşün, belleğe sahip çıkışın ve köklere tutunmanın” sembolü olarak değerlendiriliyor.
 
Sadece Maraş değil, tüm halklar için model
 
Hareketin öncülerine göre, mesele sadece Maraş değil. Burada başlatılan model, yerinden edilmiş tüm halklar için umut verici bir örnek niteliği taşıyor. Çünkü Maraş’ta ilk kez denen bu yöntem, diasporada yaşayan ya da zorunlu göçlerle topraklarından koparılan pek çok insana “geri dönüş” umudu aşılıyor.
 
Diaspora ve metropollerden köylere dönüş
 
Bugün sadece köylerde değil; İstanbul, Ankara gibi büyük şehirlerde ve Avrupa’daki diasporada yaşayan insanlar da yıllar sonra memleketlerine dönerek topraklarını işletmeye başladı. Kimi küçük bahçeler açıyor, kimi atadan kalma evleri onarıyor. Bu dönüşler, “Yaşamı Yerinde ve Yeniden İnşa Hareketi”nin çağrısının ne kadar derinlik kazandığını ortaya koyuyor.
 
Net mesaj: “Köklerimizden kopmayacağız”
 
Hareketin açıklamasında verilen mesajlar ise oldukça güçlü:
• Hiçbir insan kendi köklerinden kopmamalıdır.
• Hiçbir halk kendi toprağından sürgün edilmemelidir.
• Hiçbir inanç kendi mekânından mahrum bırakılmamalıdır.
• Hiçbir yaşam kendi özünden uzaklaştırılmamalıdır.
 
Açıklama şu sözlerle sona erdi:
 
“Biz biliyoruz ki, tıpkı bir ağaç gibi, ancak kendi köklerimiz üzerinde yeniden yeşerebiliriz. Ve bu inancımız, dünkünden çok daha güçlüdür.”
 
Tarihsel bir misyon
 
Hareketin öncülerine göre bu süreç, yalnızca bir inşa değil; aynı zamanda tarihsel bir misyon. Çünkü ilk kez Maraş’ta başlatılan bu adım, “yerinden edilmiş halkların kendi kimliği ve toprağıyla yeniden buluşmasının yolunu açıyor.”