Mahkemeden Kürecik ve Çevre Köyleri İçin Tarihi Karar Baraj ve Taş Ocağı Projesine Yürütmeyi Durdurma
Malatya 2. İdare Mahkemesi, Akçadağ ilçesine bağlı Harunuşağı, Darıca, Kepez, Ortaköy, Gürkaynak ve Dümüklü Mahalleleri sınırları içerisinde yapılmak istenen Harunuşağı Göleti ve Sulaması ile Malzeme Ocakları, Kırma-Eleme, Yıkama-Eleme ve Hazır Beton Üretim Tesisleri projesine ilişkin kritik bir karar verdi. Mahkeme, “Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) Olumlu” kararının bilimsel ve hukuki açıdan yetersiz olduğuna hükmederek yürütmenin durdurulmasına karar verdi.

Mahkeme, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 27. maddesine dayanarak, projenin uygulanması halinde telafisi güç ve imkânsız çevresel zararlar doğabileceğine dikkat çekti.
Kararda, bölgenin jeolojik, hidrojeolojik ve biyolojik özellikleri, yüksek deprem riski ve zengin endemik bitki örtüsü vurgulanarak şu tespitlere yer verildi.
“Proje alanında yer altı ve yer üstü su kaynakları, toprak yapısı, biyolojik çeşitlilik ve kırsal yaşam pratikleri üzerinde geri dönüşü olmayan zararlar ortaya çıkması muhtemeldir. Bu nedenle, projenin çevresel sürdürülebilirlik ilkeleriyle çeliştiği ve kamu yararına aykırı olduğu kanaatine varılmıştır.
Mahkeme dosyasına giren bilirkişi raporu, projenin hem çevresel hem de ekonomik açıdan sürdürülebilir olmadığını belirtti.
Raporda, gölet inşasının derelere su iletimini keseceği, flora ve fauna üzerinde telafisi imkânsız tahribat yaratacağı, su kaynaklarının azalacağı ve yer altı su seviyelerinde düşüşe yol açacağı vurgulandı.
Ayrıca proje alanının, çok sayıda endemik bitki türüne ve Türkiye’ye özgü 19 bitki taksonuna ev sahipliği yaptığı belirtildi.
Mahkeme, gölet ve taş ocağı faaliyetlerinin planlandığı bölgenin yüksek deprem riski taşıdığına ve zayıf zemin birimlerine sahip olduğuna dikkat çekti.
“Kazı ve patlatma faaliyetleri, topografik dengesizlik ve yapısal hasar riski yaratabilir. Göletin inşası ve maden ocakları, jeoteknik açıdan ciddi riskler barındırmaktadır."
Sivas Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun raporuna göre proje sahasında yer alan Harunuşağı Kavurma Deresi Gözetleme Yeri ve Mezarlık Alanı, 1. derece arkeolojik sit olarak tescil edilmiş durumda.
Mahkeme, bu alanların yakınında yapılacak patlatmalı madencilik ve ağır tonajlı araç trafiğinin, arkeolojik yapıların fiziksel bütünlüğünü tehdit edeceğini belirtti.
Kararda, göletin planlandığı alanın yoğun bitki popülasyonuna sahip olduğu, arıcılık ve hayvancılık faaliyetlerinin yoğun şekilde yürütüldüğü, ancak bu projelerin uygulanması halinde hem yerel halkın geçim kaynaklarının hem de ekosistemin zarar göreceği açıklandı.
Faaliyetlerin sürmesi halinde, yerel flora ve fauna geri dönüşsüz biçimde zarar görecek, toprak ve su kaynakları tahrip olacaktır.
Bu karar, yalnızca Malatya ve Akçadağ halkı için değil, Türkiye’de ekolojik dengenin korunmasına yönelik açılmış çevre davaları açısından da emsal nitelik taşıyor.
Mahkeme, çevresel etki değerlendirmesi süreçlerinde bilimsel raporların dikkate alınmasının zorunlu olduğunu, aksi durumda kamu yararı ve çevre hakkının ihlal edileceğini vurguladı.
Bölge Halkı "Doğamızı Savunduk, Kazandık"
Davacılar arasında yer alan bölge sakinleri, kararı büyük bir sevinçle karşıladı.
Kürecik ve çevre köylerinde yaşayan yurttaşlar, yıllardır doğalarını korumak için verdikleri mücadelenin hukuki olarak da tescillendiğini belirtti.
Yıllardır derelerimizi, tarlalarımızı, suyumuzu korumak için sesimizi duyurmaya çalıştık. Şimdi mahkeme de haklı olduğumuzu söyledi. Bu karar, sadece bizim değil, doğanın zaferidir.
- Mahkeme: Malatya 2. İdare Mahkemesi
- Esas No: 2024/1649
- Davacılar: Harunuşağı, Darıca, Kepez, Ortaköy, Gürkaynak ve Dümüklü köylerinden 39 yurttaş
- Davalı: Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı
- Proje: Harunuşağı Göleti ve Sulaması, Malzeme Ocakları, Kırma-Eleme, Yıkama-Eleme ve Hazır Beton Üretim Tesisi
- Karar: Yürütmenin Durdurulması
- Karar Tarihi: 31 Temmuz 2025 tarihli bilirkişi raporu ve mahkeme değerlendirmesi sonucunda verilmiştir.
Mahkeme, Harunuşağı Göleti ve Taş Ocakları projesinin uygulanması halinde doğaya, canlılara, kültürel varlıklara ve yerel yaşama geri dönülmez zararlar vereceğini belirterek yürütmeyi durdurdu.
Bu karar, hem Malatya’nın doğal yaşamı hem de Türkiye’de çevre hakkının korunması açısından önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.