Basın açıklamasında şu çarpıcı uyarılar yer aldı
• Su kaynakları köylerin ve çevredeki yerleşimlerin yaşam damarıdır. Maden çalışmaları bu damarları kurutacak, hem içme suyu hem tarım hem de hayvancılık bitecektir.
• Mera ve tarım alanları, köylülerin temel geçim kaynağıdır. Maden projeleriyle bu alanlar yok olacak, köyler nefessiz kalacaktır.
• Bölgede yaşayan endemik bitkiler ve yaban hayatı, ciddi tehdit altındadır. Bu, sadece ekolojik değil, kültürel bir yıkım anlamına gelmektedir.
• Doğal oluşumlar ve kültürel miras, maden ocaklarının gölgesinde yok olma riskiyle karşı karşıyadır.
“Ekolojik Yıkım, Sosyal ve Ekonomik Yıkımdır”
Açıklamayı yapan Koçgiri kurumları, şirketlerin kar hırsının binlerce canlının yaşam hakkından daha değerli olamayacağını vurguladı.
“Temiz hava, temiz su ve sağlıklı doğa herkesin hakkıdır. Bir şirketin kârı, binlerce canlının yaşam hakkından daha değerli olamaz. Ekolojik yıkım, sosyal ve ekonomik yıkımdır” denildi.
Dayanışma Çığlığı
Açıklama, sadece bölge halkının değil; Berlin, Frankfurt, Paris, Stuttgart, Wuppertal gibi birçok Avrupa kentinde faaliyet gösteren Koçgiri derneklerinin de imzasını taşıyor. Bu da mücadelenin yerel değil, uluslararası boyut kazandığını gösteriyor.
Koçgiri kurumları, kamuoyuna şu çağrıyı yaptı:
“Tüm duyarlı insanları, çevre örgütlerini ve demokratik kurumları Koçgiri’nin yanında olmaya davet ediyoruz. Çünkü kaybolan suyun, toprağın ve doğanın telafisi yoktur.”
“Koçgiri Susmayacak”
Koçgiri halkı ve kurumları, doğasına, suyuna ve yaşam alanlarına sahip çıkacaklarını kararlı bir dille ifade etti:
“Koçgiri susmayacak! Koçgiri’nin suyu, dağı ve doğası korunacaktır.”
Bu mücadele sadece Koçgiri’nin değil; temiz suya, temiz havaya, sağlıklı doğaya sahip çıkmak isteyen herkesin mücadelesi.