Alevilerden Bahçeli’nin “Cemevi bizimdir” sözlerine sert tepki Bu bir saygı değil, asimilasyon çağrısıdır

Bu topraklarda Aleviler yüz yıllardır inkârın ve asimilasyonun hedefi oldu.

Açıklamada, Alevilerin tarih boyunca yaşadığı baskı ve katliamlara dikkat çekilerek şu ifadeler yer aldı.

“Bu topraklarda Aleviler yüz yıllardır inkârın, katliamların, sürgünlerin ve asimilasyonun hedefi oldu. Bugün aynı zihniyet, geçmişte işlediği suçların üzerini ‘saygı’ kelimesiyle örtmeye çalışıyor. Biz bu dili, bu ikiyüzlülüğü çok iyi tanıyoruz! Dün bizi yakan zihniyetin, bugün ‘kardeşlik’ sözleriyle kendini aklamasına inanmıyoruz.

Aleviliği ne devlet tarif eder, ne iktidar şekillendirir

Federasyon, Aleviliğin bir mezhep veya etnik kimlik alt başlığı olmadığını vurguladı.

Alevilik ne bir mezhep, ne de bir etnik kimliğin alt başlığıdır.

Alevilik; kendi yol erkânı, inancı, meydanı ve ibadetiyle özgün, eşitlikçi, kadim bir yoldur.

Bu yolu ne devlet tarif eder, ne de iktidar şekillendirir.

Cemevi bizimdir diyenler, Aleviliği kontrol altına almak istiyor

Bahçeli’nin “Cemevi bizimdir” sözlerinin altındaki niyetin “açılım değil, açıkça bir asimilasyon çağrısı” olduğu ifade edildi. Federasyon, bu yaklaşımı Aleviliği “devlete bağlı, ehlileştirilmiş bir kimliğe indirgeme” çabası olarak tanımladı.

Bugün ‘Cemevi bizimdir’ diyenler, aslında Aleviliği kontrol altına almanın, devlete bağlı, ehlileştirilmiş bir Alevilik yaratmanın peşindedir. Bu sözler bir açılım değil, açıkça bir asimilasyon çağrısıdır.

Bizim yolumuz Hakk’tan, halktandır

Britanya Alevi Federasyonu, Aleviliğin kaynağını devlette değil, halkta gören bir inanç olduğunu vurguladı.

Bizim yolumuz Hakk’tan, anadan, pirden, talipten gelir.

Bu yol devletten değil, halktan yürür.

Bizim ibadetimiz cemdir, kıblemiz insandır, meydanımız rızalıktır.

Devletin, siyasetin ya da herhangi bir ideolojinin Aleviliği tanımlamasına asla rızamız yoktur.

Türk-İslam Aleviliği dayatmasına karşı direneceğiz

Federasyon açıklamasında, geçmişte olduğu gibi bugün de Aleviliğin devletin tanımladığı bir inanç haline getirilmesine karşı mücadele edeceklerini belirtti.

“Aleviliği devletin değil, Alevi halkının tanımladığı bir inanç olarak savunmaya;

her türlü inkâra, asimilasyona ve ‘Türk-İslam Aleviliği’ dayatmasına karşı

yolumuzun, hakikatimizin ve varlık nedenimizin ilkelerini savunmaya devam edeceğiz.”

Açıklama, Alevi inancının birliğine ve çokluğuna gönderme yapan şu sözlerle son buldu.

“Yol bir, sürek bin bir ama öz birdir.”