HÜSEYİN TAŞKAYA’NIN KAYBEDİLİŞİNİN 32. YILINDA ADALET ÇAĞRISI YİNE MEYDANLARDA

GÖZALTINDA KAYBETMELER SİSTEMATİK BİR POLİTİKANIN PARÇASIYDI

Eylemde yapılan açıklamada, Türkiye’de gözaltında kaybetmelerin belirli dönemlerde yaygın ve sistematik bir uygulama hâline geldiği, buna rağmen etkili soruşturma ve kovuşturmaların hiçbir dönemde işletilmediği vurgulandı.

Yargı makamlarının başvurulara kayıtsız kaldığı, dosyaların yıllarca bekletilerek zamanaşımına sürüklendiği ifade edildi.

AİLELER CEZASIZLIK VE İNKÂR POLİTİKASIYLA BAŞ BAŞA BIRAKILDI

Açıklamada, devlet kurumlarının kayıp yakınlarına bilgi vermeyerek onları işkence niteliğinde bir belirsizliğe mahkûm ettiği belirtildi. Tüm bu nedenlerle, kayıpların akıbetini ortaya çıkaracak etkin bir hukuk süreci işletilmesi gerektiği vurgulandı.

SİVEREK’TE 32 YIL ÖNCE GÖZALTINA ALINAN HÜSEYİN TAŞKAYA’DAN HÂLÂ HABER YOK

42 yaşında, dört çocuk babası müteahhit Hüseyin Taşkaya’nın 6 Aralık 1993’te Siverek’te gözaltına alındıktan sonra kaybolmasına ilişkin iddialar bir kez daha dile getirildi.

Dönemin tanıklıklarına göre, asker, polis ve koruculardan oluşan kalabalık bir ekip Taşkaya’yı amcasının evinden zorla alarak götürdü. Aile ise jandarma, emniyet ve valilik arasında cevapsız bırakıldı.

YETKİLİLERİN AÇIKLAMALARI BİRBİRİYLE ÇELİŞTİ

Ailenin aktarımına göre

• Askeri yetkililer Taşkaya’nın polise teslim edildiğini söyledi.
• Emniyet, “Bizde yok, Sedat Bucak’a sorun” dedi.
• Dönemin DYP milletvekili ve korucubaşı Sedat Bucak’ın, “Ekip aldı ama devlete teslim etti; sonrası devletin bilgisi dahilindedir” ifadelerini kullandığı aktarıldı.

Siverek Cumhuriyet Başsavcılığı ise tüm tanıklıklara rağmen dosyayı “soyut iddia” gerekçesiyle takipsizlikle kapattı.

“ETKİLİ BİR SORUŞTURMA BAŞLATILSIN” ÇAĞRISI

Açıklamada, 32 yıldır akıbetinden haber alınamayan Hüseyin Taşkaya için etkili bir soruşturma yürütülmesi gerektiği vurgulandı.

Ailenin, yakınlarının akıbetini ve sorumluların kim olduğunu bilme hakkı olduğu hatırlatıldı.

KAÇ YIL GEÇERSE GEÇSİN, ADALET ARAYIŞINDAN VAZGEÇMEYECEĞİZ

Cumartesi Anneleri/İnsanları, Taşkaya’nın ve tüm kayıpların dosyaları için adalet taleplerini tekrar ederek sözlerini şu vurguyla bitirdi.

“Devlet evrensel hukuk normları içinde hareket etmek zorundadır. Kayıplarımız için adalet istemekten vazgeçmeyeceğiz.”